29.1.07

Pink&Black Copyright

Bir devam yazısı...

Hafta sonu yoğun kar yağışı nedeniyle Yağızlar bir hafta daha buradalar :) Haftaya babam götürecek bir aksilik çıkmazsa o zamana kadar biraz daha Yağız'lı günlerin tadını çıkarmakta yarar var ehehe.

Bugün biraz blogun arşivini karıştırdım. Ne tür süzgeçlerden geçmişim bu güne kadar. İçimde kopan fırtınalar, soru işaretlerim, ünlemlerim, tepkisiz kalışlarım, inatla açık açık yazmayışlarım vs. kendi kendime şifreli bir konuşma tarzı geliştirmişim :D Bugünlerde ise bu dolaylı anlatım olayını bırakıp doğrudan söyleme taktiğini uyguluyorum. İş bu haldeyken doğrudan anlatılacak şeyleri direkt muhattabına göndermek gerekiyor. Blogu bu tür emeller için kullanmıyoruz ;) O ilerde şifresi çözülmek üzere toplanmış bir kitap olacak. Büyüyünce Yağız'a vereceğim tüm telif haklarını :P

Geçen gün cimri ve pinti bir arkadaş Jonathan Lethem'in Yok isimli romanını hediye etti. Çok ilginç geldi kitap, bilmiyorum fiziğe olan ilgim mi, yoksa 'gidişler' üzerine yapılan metaforlar mı dikkatimi çekti ama merakla okudum.
Ben nerede bitiyorum, sen nerede başlıyorsun?
Duraksadı. Kopma noktası neresi mi demek istiyorsun?
Sen gidersen benden geriye ne kalacak demek istiyorum?
Ben bir yere gitmiyorum. Sesi çok sakindi.
Yine de cevap ver.
Senin tamamın kalacak, dedi. Benden hiçbir şey kalmayacak. Ben gitmiş olacağım ve sen hala burada olacaksın.
...
Hiçbir şey söylemedi.
Beni terk etseydin, dedim, benden o kadar çok şeyi alıp götürürdün ki senin içinden dönüp geriye kalan şeye, yani birlikte terk ettiğimiz Philip Engstrand’ın kabuğuna bakıyor olurdum.
Hastalık sürecim giderek iyiye doğru gidiyor. Yarı yıl tatilinden payıma düşeni de yatarak geçirdim. Yakında kitap okumak için ya da hastalanıp yatmak için bu kadar vaktim olmayacak. Yakından tanıyanlar bilir yaz demeden kış demeden meclis gibi tolanıp çalıştığımızı, olur olmaza toplantı yaptığımızı, hatta artık bunun can sıkıcı bir hal aldığını falan. Neyseki işleri paylaştık. Yaklaşık 20 yaprak test, 20 sayfalık bir dergi ve bunun yanında etkinlik yazacağım. Ayrıca 8. sınıf soru bankasının 40 sayfalık kısmının revizesi bana ait. Sorularını atıp dergideki soruları koyacağım yerlerine. Geçen sene de tüm kimya bölümü bana aitti yap boza döndü herşey. Yap yeniden yap tekniği. Gerçekten çok sıkıcı. Neyse canımı sıkmıyorum artık, profesyonel davranmalıyım.

Gelişmelerle tekrar buluşmak üzere sevgili blog. Zaman doldu şarkı bitti, söyleyeceklerim bitmedi ama ;)