30.10.07

Mesaj Kaygılı Hayatlar...

Kiiiaaaaaaaa!!!Kendimi son derece yorgun hissediyorum. Sırtımda koca bir dünyanın yükünü taşıyormuşum gibi, her santimetre karesi ağrıyor. Bir de bu halde kırıp dizimi soru yazıyorum. Bıktım, yemin ederim bıktım. Artık soru namına bir şey görmek istemiyorum. Hem yazmaktan, hem çözmekten, hem sormaktan, hem cevaplamaktan... Yakıyorum gemileri!!! Blog yazacağım bugün, yazmıyorum sorusunu da, sınavını da!

Facebookdan bahsederek başlayayım, eksik kalmayayım. Bu güruha ben de adım soyadımla katıldım. Araştırdım, inceledim, avantajlarını/dezavantajlarını ölçtüm ve pek de iyi bir şey olmadığına karar verdim. Meraklı kişilerin, bir de ısrarcı kişilerin eline geçmesi oldukça sakıncalı görünüyor. Buna da sınavla alsalar keşke diye düşünüyor insan. Ama baştan söyleyeyim, soruları ben yazmam!!!

Başta herkes gibi bir heves kayıt oldum, o gün bu gündür daha bi numarasını göremedim bu facebookun. İşte bi ısrarcı tipler var. "Ya ben o değilim kardeşim git başımdan" demene rağmen, "bi söyle nerelisin" diye ısrar eden tipler gördüm. Bi de meraklılar... Belki ben poke göndericem, sarılıcam, öpüjem. Dünya alemin bilmesine ne gerek var. "Bilmem kime hug göndermişsin?.." İnkar da edilmez ki. Her şey aleni. İşte bu yüzden pek kurcalamıyorum, neme lazım. Milletin "artık kimle arkadaş" olduğuyla ilgilenmiyorum. Zaten her yılı farklı bi okulda okuduğum için ilkokul arkadaşlarımı da hatırlamıyorum. Lisedekilerin de soyadını hatırlamıyorum :D Zorladım ama üniversiteden de kimsenin soyadını hatırlamıyorum. Zaten tanımazdım ki kimseyi. Arada beni tanıyanlar çıkardı, selam verenler olurdu, ben de yanımdakine "bu kimdi?" diye sorardım. Ya da selam veren "merhaba biz aynı bölümdeyiz..." diye selam verirdi. "yaa öyle mi daha önce hiç görmemiştim, tanışmış mıydık yoksa?" şeklinde gelişen diyaloglarım olmuştu. O günlerden bu günlere... Hey gidi hey!

Bu akşam Un4'la konuştuk biraz msnde, artık eskisi gibi yazmadığımızdan bahsettik. Öğrenci değiliz ki yazalım bugün şu oldu bu oldu. Hayatı rutine bağlamışız zaten. Hadi ben eskiden melankoliktim de onu yazıyodum, şimdi melankoli de yok. Ne yazayım yemek tarifi mi? Un4'un söylediğine göre onu da yapamazmışız. Çünkü biz yemeği yapmaktan çok yemeyi sevenlerdenmişiz. İyi kötü olan şeyleri de erteleyip duruyoruz. Her şeyi ertelemekten konular güncelliğini kaybediyor. İşte tüm bunları konuşurken:
"bu msn logunu yaz bari bloga" dedi.
Ben de "msn logomu mu yazayım?" dedim.
"pardon yaa ne dedim ki ben uykulu uykulu" dedi,
Ben de "heee logunu... ben de logo anladım. ben uykulu uykulu anlamamışım" dedim.
Gece vakti çok güzel anlaştık işte daha ne olsun.

Yazıyı da yazmış oldum. Yeter değil mi? Şimdi soru yazmaya dönebilirim. Böhüüü ;(