6.12.05

Kumbara


Bir gün dersaneye mavi, deniz feneri şeklinde bir kumbara geldi. Hakan hoca Deniz Feneri'nden getirmiş, bağış amaçlı dağıtılıyormuş. Her sabah öğretmenler odasında masanın tam orta yerine konuluyor, akşamları kaldırılıyor.

İlk geldiği gün, odaya giren ilk onu görüyor, neymiş bu diyor ama kimin olduğunu bilmediği için eline almıyordu. Daha sonra ise deniz fenerinin olduğunu anlayınca içine çıkarıp bozukluklarından atıyor, iyilik yapmış olmanın verdiği huzur ve yarım bi gülümsemeyle uzaklaşıyordu. Bu birkaç gün böyle devam etti... Hatta hocalar arasında "kumbaraya para atsana" geyiği dönmeye başladı. Gelen cevaplar "attık ya" ya da "bozuğum yok ki :(", verilen cevaplar; "olsun bi daha at"/ "olsun sen de tüm at" şeklini aldı.

Kumbarayla aşağı yukarı 1 ay geçirdik, şimdi hocalar boş saatlerinde ya da teneffüslerinde kumbarayı şıngır şıngır sallayıp içinden en yüksek meblağ parayı düşürmece oyunu oynuyorlar. :))) Düşürdükleri parayı geri içine atıyorlar tabii.

Günler böyle geçip gidiyor... Anlayacağınız feci halde sıkılıyoruz. Rutinlerimiz artık bizi güldürmüyor. Gizli kamerada hızlı çekim izleyince belki komik anların farkına varırız. Sonumuz hayır olsun :D