25.7.05

The Wall Movie

Pink SahnedePink baskıyı simgeleyen kıyafetleriyle ve yürüyen çekiçler gibi ritmik adımlar (rap rap) atan korumalarıyla sahneye çıkar. Sahneyi hayranları doldurmuştur. Kendi simgesiyle sahneyi selamlar, hayranları da onu. Siyah giyinen ifadesiz suratlı korumalar salonu dolduran hayranlar arasında yerlerini alırlar ve Pink söylemeye başlar;




In The Flesh

So ya thought ya might like to go to the show.
To feel the warm thrill of confusion, that space cadet glow.
I got me some bad news for you, Sunshine.
Pink isn't well, he stayed back at the hotel,
And he sent us along as a surrogate band.
We're gonna find out where you fans really stand.
Are there any queers in the theatre tonight?
Get 'em up against the wall. [ -- 'Gainst the wall! ]
And that one in the spotlight, he don't look right to me.
Get him up against the wall. [ -- 'Gainst the wall! ]
And that one looks Jewish, and that one's a coon.
Who let all this riffraff into the room?
There's one smoking a joint, and that one's got spots!
If I had my way I'd have all of ya shot.


Demek sen hoşlanabileceğimi düşündün gösteriye katılmaktan
Hissetmek için karmaşanın ılık heyecanını, o uzay çocuğunun ışıdığı
Bazı kötü haberlerim var sana, güneş ışığı.
Pink iyi değil, otelde kaldı
Ve bizleri gönderdiler kendilerini temsilen
Bizler ortaya çıkaracağız siz hayranların gerçek yüzünü
Hiç *bne var mı bu gece bu salonda?
Dizin onları duvara
Orada biri var spot ışığı altında, bana pek sağlıklı gibi gelmiyor
Dayayın onu duvara
Şuradaki Yahudi'ye benziyor, ve orada bir zenci var
Kim izin verdi tüm bu ayak takımının içeri girmesine?
Orada biri var esrar içen, ve bir başkası sivilceli olan!
Eğer elimde olsaydı kurşuna dizdirirdim hepinizi.



O hedefi gösterdikçe korumalar bulup söylediğini yapar. Pink "olmuştur", yani sistemin onu yapmayı istediği gibidir artık. Babasını hala anlam veremediği bir savaşta kaybetmiştir. Geçirdiği sayısız travmalar yanında bir de bu denli yalnız bir çocukluk geçirmeyi hakedecek ne tür değerler olabileceğini anlamaya çalışırken bu olmuştur Pink. Kendi zihninin efendisi olması tatmin etmez artık ve başkaları üzerinde yargıcı fikirlerini bir kırbaç gibi savurmaya başlar. Kalıpları vardır artık oturtmaya çalıştığı herkesi. Onu bu hale iten sistemin oyuncağı olmuştur.

Pink kendi duvarının içinde kabolurken bir gün duvarının yıkılacağı umudu hep vardır. Ki mahkum edilmiştir duvarını yıkmaya...

Hey sen! Duvarın yanındaki...
Kalıpların beynindeki örümcek ağlarıdır. Sen bir hiçsin, önemsizsin ağlarınla. Bizler farklı farklıyız asla istediğin gibi olmayacağız ya da senin sandığın gibi. Bizi belirli standartlar içinde aramaktan sonuç alamayacaksın.
Hey sen!Yoldaki...
Biz çoktan gittik o yoldan. Durmuyoruz artık. Aradığımızı belki bulduk, belki arıyoruz hala. Sen de kendi yolunu kendi sokağında ara fazla uzaklaşmadan.

Alıntı : Pink Floyd The Wall (1982)