25.8.05

İMKÂNSIZ

Yıldızlara baktırdım fallarda çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa
Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa

Yalvarırım mektup yaz beş dakika ayır da
Su serp yanan bağrıma sağlığını duyur da
Yaban gülü gibisin dağda, kırda, bayırda
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa

Seviyor özlüyorum seni can bahasına
Bir fırsat ver ne olursun beni bir daha sına
Bu aşkı söyleyemem senden bir başkasına
Seni sormam imkansız rüyalarım olmasa

Güfte: Cemal Safi, Beste: Zekai Tunca

Bugün eve dönerken radyoda dinledim de çocukluğum aklıma geldi. Zeki Müren de söylerdi bunu. Bizde kaseti vardı, uzun yolculuklarda babam teybe koyardı, eşlik de ederdi... Dinlemekten kafamıza kazınmıştı sözleri taa o zamanlar. Yalan yanlış ezberler eşlik ederdik babama. Zaman su gibi akardı o zamanlar. Arabanın arka koltuğuna ablam da ben de uzanırdık, ayaklarımız taşmazdı. O sağ tarafta ben sol tarafta ayaklı-başuçlu uzanırdık. Annem uzun yollarda yolu izlemekten pek konuşmazdı, biz (ablam, babam, ben) tavernaya çevirirdik arabanın içini :D Hatta alkış tuttuğumuz olurdu ablamla, babam direksiyonda ritm tutardı. Biz küçüktük, şarkılar bize büyük gelirdi :)
Neyse... Çok güzel sözleri varmış. Arada TSM dinlemek lâzım. Dinleyelim & dinletelim. Hatta eşlik edelim.