22.6.06

Yine gel!

İşte İstanbul yolculuğu detayları;

Öncesi

Kahramanlar: Pink, kuzeni, Ashkar, Oradaolmayan, Cancan

Kuzenle İstanbul'a indiğimizde saat 8'i geçiyordu, Esenlerde inme aptallığını Gökalp'e borçluyuz, ordan Beşiktaş'a servisi vardır otobüsün dedi, yokmuş. Önce Çapa, ardından da taksiyle Taksim'e geçtik. Kahvaltı yapıp hemen otel ayarlamaya koyulduk. Tanıdık birkaç arkadaşı aradık, öğretmenevi ayarlamaya çalıştılar, biz de tarifler üzerine dolaştık biraz, Beyoğlu öğretmenevinde yer olmadığını söylediler. Birkaç yerden daha aynı cevabı aldık, iyice ümitsizliğe kapıldık.

Konuştuğumuz gibi saat 10 civarında Ashkar ve Oradaolmayan geldiler. Otel aramaya birlikte devam ettik, Leventte eniştenin müdürünü tanıdığı bir uygulama oteli varmış, oraya gittik ama sonuç alamadık. Taksime döndük Kardeşlerin en tatlısı Cancan'la buluşup yemek yedik ve artık bir aile sorunu olan "otel arama" gerilimine kaldığımız yerden devam ettik.

"Beşiktaşa gidelim hele" düşüncesiyle tünele bindik ve aşağı indik. Beşiktaş sahildeki çaybahçelerinden birine oturduk ve öğretmenevlerini sıradan aramaya koyulduk. Lakin sonuç değişmedi. "En iyisi çıkalım ve güvenli, temiz bir otel bakalım" dedik ve öyle yaptık. Güzel, temiz ve çok pahalı olmayan bir otel ayarladık, eşyalarımızı koyduk, dağılan tipimizi toplayıp stresten arınmış bir şekilde kendimizi Beşiktaş'a vurduk.

Kuruçeşme Arena'ya giden Dentur iskelesinde son dakikaları geçirip, konser alanına motorla geçtik.

Orada olmayan o muhteşem konserde de orada yoktu :D Bundan sonra da orada olmaz heralde :))

Sırası

Kahramanlar: Pink, kuzeni, Ashkar, Can, Hasan, Esin, Gökalp ve kız arkadaşı

Dentur motoru kuruçeşme arenaya yanaştı. Yavaş yavaş içeri aldılar. Gidip önlerden bir yere durduk ve hiç ayrılmadık. Biraz fotoğraf çektik, Gökalp'i yıllardır görmüyordum arkadaşlarını da dolaylı olarak tanıyordum ama birebir tanışmamıştık biraz muhebbet ettik, şimardık da denilebilir :) "Rogeeeerrrr" diye bağırdık. Saat 21:30da Roger çıktı ve ilk olarak "in the flesh" söyledik (söyledik demeliyim çünkü ordaki herkes, hep bir ağızdan eşlik ediyordu.)

Setlist şu şekildeydi;

İlk Yarı

In the flesh / The wall
Mother / The wall
Set the controls for the heart of the sun / A Saucerful of Secrets
Shine on you crazy diamond / Wish You Were Her
Have a cigar / Wish You Were Here
Wish you were here / Wish You Were Her
Southampton dock / The Final Cut
The fletcher memorial home / The Final Cut
Perfect sense / Amused To Death
Leaving beirut
Sheep / Animals

2. Yarı (The Dark Side of the Moon)

Speak to me
Breathe
On the run
Time
Breathe reprise
The great gig in the sky
Money
Us and them
Any colour you like
Brain damage
Eclipse


Uzatmalar (The Wall)

The happiest days of our lives
Another brick in the wall
Vera
Bring the boys back home
Comfortably numb

İzledik ve büyülendik, daha iyisini düşünemiyorum. Türkiye'de konser olayı bitmiştir. Roger muhteşem bir nokta koydu. 2,5 saat bizi trans alemlerinde yüzdürdü. Orada olması gereken şey sadece "max. ne kadar keyif alınır?" sorusuna yanıt arayan İsviçreli bilim adamlarıydı. Gilmour gelir mi? Gelirse durum ne olur? bilemiyoruz. Gelecekse şayet, daha iyisini yapması gerekecek. Gönül isterdi ki birlikte elsinler, lakin buna da şükür diyoruz.

Roger da ummadığı kadar iyi bir dinleyici kitlesiyle karşılaştı bence, konserin uzatma kısımlarında herkesin hep bir ağızdan birebir eşlik etmesi onu gülümsetti. Bizi de kendisine aşık etti. Ash.'ın deyişi bu ben zaten baştan tavdım :D

Bu arada el salladık, bize gülümsedi. Aslında ısrarlı ısrarlı el salladığımız da söylenebilir :D "Rogeeeeeerrrrrr" diye bağırdık insanları güldürdük :)) Çok eğlendik.

Konser bittiğinde biz de bitmiştik ama gitmek istemedik, sabaha kadar da söylese ben gideyim artık diyen çıkmazdı. Hatta o içeri girdikten sonra biraz da bekledik belki çağırırsak gelip 2 şarkı daha söyler diye :))

Herşeye değdi. Harcamalarımıza ki gerçekten iyi para harcadık, yorgunluğumuza ki gece yolda uyuyamadık, otel stresine, ailelerimizin endişesine... liste daha uzatılabilir ama gerek yok değdi işte :D Bu arada ben harcamaların fişlerinin fotoğrafını çekip belge üzerinden detay düşmeyi planlıyordum ama uzun iş şimdi :D Ders çalışsam daha iyi :/

Sonrası
Kahramanlar: Pink, kuzeni, Ashkar, Cancan
Pink, Eslem, La mer, mandalina ve Güher

Dentur motorlarıyla Beşiktaş iskelesine döndük. Konserin kritiğini yaparak otele gittik. 24 saatlik yorgunluğun üstüne kendimi odama attım. Çektiğim foto ve video kayıtlarını izleyip uyudum. :) Gökhunla Ashkar muhabbet etmişler biraz. :D

Sabah telefonda Cancan'ın "Abla kahvaltı yapalım, hadi uyan" sesiyle uyandım, :) Tamam dedim, otele geldi ve çıktık dışarı, kuzenlere de söyledim kapıdan "ben çıkıyorum,
hazırlanın siz de çıkın buluşalım" diye. Onlar biraz daha uyudular, biz Can'la kahvaltı yaptık ardından da ufak tefek alışveriş vs. işlerini hallettik. Kuzen ve Ashkar uyanıp bizi aradılar yanlarına gittik. Onlarla da dolaştık biraz, Charlie'nin çikolata fabrikası gibi enteresan bir yere gittik (Chocolate World diye bir yerdi yanlış hatırlamıyorsam), onu daha sonra anlatırım. (Mer hanımın çikolata esprisi ordan gelir) :D

İstanbul Blogger Cephesiyle medium buluşu gerçekleşti, onlar Ankara'ya gelince de extra large olanı gerçekleşecek :P Öyle değil mi Panse ehehe :D Bi bücürümüz var ki tek başına 10 blogger gücünde ;) Şaka bir tarafa kızlarla buluşabilmek için gece Ankara'ya dönme programını iptal ettim, iyi ki de etmişim. Başlarda kendi kendime muhabbete gecikmeli girmenin dezavantajlarını düşünürken mandalinanın katılmasıyla ben de açıldım. Bunu konsere de bağlayabiliriz, çünkü hala ne yaptığımın çok farkında değilim "keyifli bir uyuşukluk" içersindeyim ;) Neyse kızlarla fotoğraf çektik, son blog dedikodularını dinledim, takip edemediğim neler dönüyormuş ortada way bee. Yazın Tuğbayla el atarız olaylara :)) Hımm özsüte gittik söylemeyi unutmayalım :D

Geriye kaldı bir türlü gerçekleşemeyen Kdz. Ereğli buluşusu :P

Konserin ardından

Dün İstanbul sokaklarında gezinirken dersaneden arandım, sözleşme için çağırıyorlarmış. Bugün gittim imzaladım. Kurumdaki 4. yılıma girmiş bulunuyorum hayırlı uğurlu olsun, aslında hayırlısı ne ise o olsun.

Dip not: Ablam da orda olmalıydı!