15.7.06

Düşünürüm Sık Sık

Kafamda anlamını arayan bir kaç cümle ve/veya tavır yüzünden senelik izne gönderdiğim soru işaretlerim acil bir emirle geri döndüler.

Şimdi düşünüyorum da kaygılarımı dile getirmenin yollarını aramalıyım daha fazla saçmalamadan önce... Hayatımı değiştirecek kelebeğin kanatlarını çırpmasını ve ardından gelecek fırtınayı düşünüp korkuyorum. Sadece kurgudaki kusursuzluğu elle tutup gözle görmek isterdim. Mümkün olmadığını biliyorum. Lakin şunu da biliyorum "en güzel kurgu henüz yazılmamış olandır" :P "Benim bir tahminim var/önerim var/saçmalayacağım" diyen varsa buyursun yorumları açıyorum.

Dün Serkan'la konuştuk biraz. Ona ayak uydurmak için hızlı hızlı yürüyüp hızlı hızlı cümleler kurarak krizi atlatmaya çalıştım. Söylenecek herhangi bir şey benim için önemliydi, olumlu ya da olumsuz. Beni anladığını umuyorum, aslında biliyorum. Zaten beni o iş yerinde anlayacak kimse kalmadı ondan başka. Sağ olsun, biraz kafasını şişirdim. Öyle ki daha önceden ısrar etmeme rağmen söylemediği bir sırrı (ki iş arkadaşlarımızdan biriyle ilgili, ooff ne biçim :P) ağzından kaçırıverdi. :D

Aylardır blogu yazarken arkadaki sesin Kobi Farhi'ye ait olduğu üzerinde duruyorum (Orphaned Land) belki dikkat çekmiştir. Kalbimin hızla çarptığını hissettiren bir tarz. Her neyse, Ankara'ya geliyorlarmış 16 Eylül'de... kuzenle konuştuk, Ashkar da okey dedi, Serkan geliyor. Bir aksilik çıkmazsa orda olmayı düşünüyoruz, bakalım. Oradaolmayan yine orada olmaz sanıyorum zira askere gidiyor. Zaten son dönem 'kızları da alın askere'den başka birşey dinlemiyordu :D



Orphaned Land videosu da koyalım tam olsun ;)