24.10.05

Çınar

Önce

SonraBu sabah... penceremin önündeki dev ağacı budadılar :(

Ağlayacak gibiyim. Sahiplendiğim çok az şeyden biri... çınarım, çırılçıplak ve kısacık kaldı. Dalın yere düşüş sesiyle yataktan fırlayışımı görseydiniz, içimde bir bir ölen hücrelerin elle tutulur gözle görülür oluşunu izlerdiniz. Üzüncün görünür oluşunu yani.

Bu sabah... hışırtılarında ağacımın ilk defa bir hüzün vardı. Ayazında sonbaharın, çırıl çıplak, eğeceği boynunu kaybetmiş, annemin deyişiyle "kel kıza dönmüş", sarı yapraklarını çimene salan ağacım.

Bu sabah... hain eller dokundular göğe tırmanan ağacıma. Dokundular mahremiyetime odamın camına çevrilen pencereler. Onlarca gümüşi karanlık ve gece ışıklarında insanlar oynaşan pencereler. Gizlendiği yerde sobelenmiş bir çocuk gibiyim burnundan hızla soluyan. Mızıtma şansım bile yok üstelik.

10 yıl nasıl geçti penceremi açıp hışırtılarında uyurken, sana yazılar yazarken ve pencereden düşmeden ya da makineyi düşürmeden fotografını çekmeye çalışırken. Dile kolay 10 yıl... Göğe uzanan dallarını yerle bir etmeleri ise birkaç dakika aldı en fazla. Şimdi bir 10 yıl daha var mı seninle bulutlara uzanacağımız?