21.2.07

Bir Acı Kahvenin 40 Yıl Hatırı Var!

Bir çocuk olmayı çok özlüyorum. Bu kadar doğallık bazen beni feci halde duygulandırıyor. Bunu görüp gülümsemek mükemmel ama geçeceğini bilmek de bir o kadar hüzünlü. Hüzünlü hüzünlü gülümsemeye öyle alıştım ki. Gülümsesem gözümden yaş gelecek o derece...

Çok sevdiğim, ayrıca da oldukça çalışkan bir öğrencim var, Burak. Tam bilmiyorum ekonomik durumları nasıl ama pek parası olmaz Burak'ın. Onların yaş grubunda otlakçı diye tabir edilir, öyle birisi bizimki :) Dersanede rehber öğretmenleri çocuklara kırtasiye için basılan 10'lu kutu deneme sınavı aldırıp, onlara uyguluyordu. Dersane programından bağımsız bir sınav olduğundan parasını çocuklar ayrıca ödediler, rehber hoca onlara dışardan temin etti. Geçen gün Burak'la netleri hakkında konuşurken özel denemeden kaç net yaptığını sordum, ben girmiyorum ona dedi. Neden dedim, çok kolay oluyor falan dedi ama belli ki almamış. Ben de ikna etmeye çalıştım, gir onlara mutlaka o sorular çok güzel falan diye. Yok dedi ısrarla, ben alayım dedimse de kabul etmedi. O zaman iddaaya girelim bak bir dahaki denemede fenden 15'i geç seninkini ben alayım dedim, zorla kabul ettirdim. Zaten çocuk 15 netin altına hiç düşmediği için kaybetme riski de yoktu :) Tamam ama 20 neti geçersem ben de sizi Gloria Jean's e götüreceğim dedi. Tamam dedim. Burak 20 netin üstünde yaptı, ben zaten aldırmıştım rehberliğe kutu denemesini :) Girdi bu pazartesi sınava.

Bugün de onlarla dersim vardı, çıkışta da yemek yeyip arkadaşlarla buluşacaktım. Burak hocam bugün isterseniz gidebiliriz dedi. Ben de zaten yemek yiyeceğim o da gelsin benimle diye düşündüm, kabul ettim. Önce yemek yemeliyim Burak dedim, zorla ikna edip yemek ısmarladım. Sonra da Gloria Jean'se gittik. Fiyatları çok pahalı, en ucuz şey su, soda ya da türk kahvesi :) Daha önceden öğrenmiş tabii fiyatlarını, ablası gitmiş bir kaç defa o anlatmış ehehe. (Ablası da Gazi'de hukuk okuyor.) "Türk kahvesi içeceğiz ama hocam, diğerlerine param yetmez" demişti zaten. Gittik oturduk, mönüye baktık fiyatından emin olduk, çıkardı yeniden bi saydı parasını ve orta şekerli türk kahvelerimizi söyledik :) Bekledik geldi ama ap acı bir kahve, içmemiz mümkün değil :) Beğenmedi tabii :D "Şeker atsak yaa" dedi, masada şeker var ama kaşık yok ki ehehe. Benim çantamda sakarin vardı, birer tane attık içtik tatlı tatlı :))

Arkadaşlarla buluşmaya da 15-20 dakika geciktim. Mesaj atıyordum gecikeceğim diye, Burak hesabı istedi. Ödeyeyim lütfen dedim ama kabul de etmedi. Garsonu çağırışını görmeliydiniz :) Cüzdanından çıkardı tüm parasını arasına bıraktı hesap kağıdının. İlk kez bu şekilde hesap istediğini söyledi bi de, canım benim yaa elindeki tüm imkanla bana olan borcunu ödedi, oysa yaptığı bu jestin değerini biçemiyorum ki. Üstelik geçen gün yolda bulduğu paraydı bu. Arda var sınıflarında, TED de okuyor o zıpa da, parayı yerde Arda görmüş Burak'a göstermiş. Burak da cebe atmış tabi :)) Nedense hep çocuklar bulur böyle yerdeki paraları, ben yıllardır hiç öyle para görmem yerde. Keşke hep çocuklar bulsa zaten :)

Muhteşem bir duygu anlatamam size. Dünyanın en şanslı insanı benim. Bunu yaşadığım için, beni dünyalarına kabul ettikleri için. Ceplerindeki tüm paralarını harcayacak kadar beni önemsedikleri için. Bir insanı daha çok gülümseten, mutlu eden ve bunları yaparken de hüzünlendiren başka ne olabilir ki! Zıpaları seviyorum!